Kadınların Osmanlı’da Hekim Olma Mücadelesi

Kadınların sağlık alanındaki tarihsel katılımları, çoğunlukla hemşirelik ve ebelik gibi mesleklerle sınırlı kalmıştır. Ancak, bazı nadir durumlarda, özellikle cerrah gibi belirli tıp dallarında, eşler veya kızlar aracılığıyla hasta tedavisi gerçekleştirme olanağına sahip olmuşlardır. Osmanlı coğrafyasında kadınların tıp alanında faaliyet gösterdiklerini bildiren en eski kaynak, on beşinci yüzyıla ait Şerafettin Sabuncu’nun “Cerrahiyyetü’l-Haniyye” eseridir.(Konya, 2018)

Sabuncuoğlu Şerefeddin’in Cerrâhiyyetü’l Hâniyye’si İlki 1992 yılında Prof. Dr. İlter Uzel tarafından hazırlanarak ilk defa hem latin harfli hem de tıpkıbasım olarak iki cilt halinde yayınlanan tıp yazması 28 yılın ardından yeniden 2020 yılında Türk Tıp Tarih Kurumu (TTTK) tarafından bin adet olarak bastırılmıştır. Cerrâhiyyetü’l -Hâniyye’nin anlatımı çok temiz bir 15. yüzyıl Anadolu Türkçesiyledir. O, “…bu kitabı türki yazdum, türki yazdugum şol ecilden oldı kim kavmi rum türki dilin söylerler bu asrun cerrahları ekseri ümmilerdir ohuyanları da türki kitaplar ohurlar” diyerek onu neden ana dilinde yazdığına açıklık getirmiştir. Eser aynı zamanda Türkçenin bilim dili olarak gelişmesine katkı amacıyla yazılmıştır.

Tanzimat (1839), I. Meşrutiyet (1876), II. Meşrutiyet (1908) ve Cumhuriyet’in (1923) ilanı gibi dönemler, kadınların sosyal yaşamında önemli kazanımlar getirmiştir. II. Mahmut döneminde, 1827 yılında, ordu için hekim ihtiyacını karşılamak amacıyla kurulan Mekteb-i Tıbbiye, yani Tıphane-i Amire, 1839’da yeniden yapılandırılmasıyla Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane ismini almıştır. 1842-1843 öğretim yılında, bir ebe sınıfı açılarak usta-çırak yöntemiyle eğitim verilmeye başlanmıştır.

Ne var ki, Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane ve daha sonra 1867’de eğitim vermeye başlayan sivil tıp okulu Mekteb-i Tıbbiye-i Mülkiye, kız öğrencileri kabul etmemiştir. Bu eksikliği yabancılar doldurmuştur. II. Meşrutiyet dönemiyle birlikte, kız çocuklarına da ileri düzeyde eğitim verilmesinin önemi daha geniş kitlelerce benimsenmiştir. Sivil tıp okulunun ardından, “Eczacı, Dişçi, Kabile ve Hastabakıcı Kadınlar Mektebi” adıyla yeni bir okul, 18 Kasım 1908’de eğitime açılmıştır.

1915’te İstanbul Darülfünunu kız öğrencileri kabul etmeye başlamış, fakat Tıp Fakültesi hâlâ kız öğrenci alımına kapalıydı. Bu durum, hekim olmayı arzu eden kadınların eğitimlerini yurt dışında sürdürmelerine yol açmıştır. Örneğin, 1915 yılında İzmir Vilayeti, Suat ve Süeda hanımları eğitim masrafları karşılanmak üzere Cenevre Tıp Okulu’na göndermiştir. Nisan 1916’da Almanya’nın Würzburg Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne gönderilen Hatice Safiye Ali (Krekeler), Türkiye’ye dönüşünde ilk Türk kadın hekimi olarak hizmet vermeye başlamıştır. (Yıldırım N, 2006)

1917 yılında Sıhhiye Meclis-i Umumisi Dr. Adnan Adıvar’ın sadarete (sadrazamlığa) yaptığı başvuru sonucunda, “Osmanlı kadınlarının hekimlik yapmalarında bir sakınca olmadığı” yönünde bir karar alınmış ve bu karar Muallim Mecmuası’nın 15. sayısında duyurulmuştur. Buna rağmen, başvuran 8 kadın öğrenciden sadece 3’ü Türk olmasına rağmen, hepsi reddedilmiştir. (Atıcı, 2009)

Dr. Abdülhak Adnan Adıvar (1882-1955): 1905 yılında Tıbbiye Mektebi’ni bitirdikten sonra Berlin Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde asistanlık yaptı, iç hastalıkları kürsüsünde uzmanlık diploması aldı. II. Meşrutiyet’in ilanından sonra yurda döndü ve 1910’da Tıbbiye Mektebi’nde müderris muavini oldu. 1911 yılında Hilâl-i Ahmer Cemiyeti müfettişi ve doktor olarak Trablusgarp Savaşı’na katıldı. 2 yıl kadar Tıp Fakültesi müdürlüğü yaptı. I. Dünya Savaşı boyunca Sıhhiye Umum Müdürü olarak görev yaptı ayrıca tabip binbaşı rütbesiyle cephede yer aldı, Genel Karargâh Sağlık Müfettiş Yardımcısı olarak görev yaptı. Savaşın sonunda Tıp Fakültesi’ndeki görevine döndü. Adnan Bey, Ankara’da Birinci Dönem Büyük Millet Meclisi katıldı; oluşturulan ilk TBMM hükûmetinde Sıhhiye ve İçtimai Muavenet Vekili oldu. 2 Mart 1921’de meclis ikinci başkanı seçilince bakanlıktan ayrıldı. Cumhuriyet tarihinin ilk bilim tarihçisi, 1. Meclis döneminin ilk sağlık bakanıdır. (Cumhuriyet döneminin ilk sağlık bakanı, Adnan Adıvar’dan sonra gelen Refik Saydam’dır). I. TBMM’de milletvekili olarak görev yapmış ve meclis ikinci başkanı olmuştur. Türkiye’nin ilk muhalefet partisi olan Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’nın kurucularındandır. Romancı Halide Edip Adıvar’ın eşidir.

Dr. Mary Mills Patrick

İstanbul’da Amerikan Kız Koleji müdürlüğü yapan Dr. Mary Mills Patrick’in mücadeleleri sayesinde, I. Dünya Savaşı sırasında Amerikan Kız Koleji’nde eğitim ve tıp fakültelerinin açılması mümkün olmuş ve 1919’da, New York Columbia University College of Physicians and Surgeons programını örnek alarak kurulan Department of Medicine Constantinople Women’s College, 1920’de eğitime başlamıştır. İlk akademik yılda Türk öğrenci bulunmayışına rağmen, 1921-1922 öğretim yılında Hamdiye Abdürrahim (Maral) ve Sabiha Süleyman (Sayın), ardından 1923-1924 öğretim yılında Seniha Fuat (Yazıcıoğlu) tıp eğitimine başlamışlardır. Türkiye’deki kadın öğrenciler için tıp eğitimi fırsatı sunan ilk akademik kuruluş olan Amerikan Kız Koleji Tıp Bölümü, yabancı eğitim kurumlarının açılış ve işletilmesini yasaklayan 3 Mart 1924 tarihli Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile kapanmıştır. (Atıcı, 2009)

Dr. Besim Ömer Akalın

Dr. Besim Ömer (Akalın) Paşa‘nın 1921’de Tıp Fakültesine kız öğrenci alımı yönündeki çabaları, Dr. Akil Muhtar (Özden) tarafından engellenmiştir. Aynı dönemde tıp eğitiminin zorlukları ve yoğunluğu nedeniyle yalnızca kız öğrencilerin eğitim alacağı bir tıp okulunun kurulması teklifi de reddedilmiştir. “Darülfünun Grevi” sonrasında Tıp Fakültesi yeniden açıldığında, Dr. Besim Ömer Paşa’nın ısrarıyla Müfide Küley, Sabiha Sayın ve İffet Çağlar isimli üç kız öğrenci Tıp Fakültesine kaydolmuştur ve Kasım ayı sonuna doğru Tıp Fakültesindeki kız öğrenci sayısı sekize ulaşmıştır.

Dr. Besim Ömer (Akalın): Sağlık alanında görev yapacak kadınların eğitiminde en ön sıradaki isim Darülfünun Emini (Rektör) Dr. Besim Ömer (Akalın) Paşa’dır (Atıcı, 2009). Yüksek öğrenimini Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane’de askerî öğrenci olarak ve her sınıfta birinci olarak 1885’te bitirdi. Türkiye’de çağdaş doğum biliminin öncülerindendir; ülkedeki ilk doğum kliniğini açan, doğum üzerine ilk çağdaş kitabı yayımlayan kişidir. “Doğum Tarihi” adlı kitabı, Türkiye’de doğumla ilgili ilk çağdaş eser olarak tanınır. 1892’de saraydan gizlice bir doğum kliniği açtı. Mekteb-i Tıbbiye yakınındaki üç odalı küçük bina ülkenin ilk doğum kliniğidir ve bu doğumhane 17 yıl hizmet verdikten sonra terk edilmiş ve Kadırga’daki daha büyük bir binaya taşınmıştır. Hemşireliği Avrupa’daki gelişimini izleyen Besim Ömer Paşa, Türkiye’de kadınların çalışmasına ve meslek gereği dahi olsa erkeğe el sürmelerine engel olan anlayışın karşısında durarak Japonya’da ilk defa kadın hastabakıcı yetiştirilmesinde uygulanan yöntemi İstanbul’da uyguladı. 1911 yılında İstanbul’un en tanınmış ailelerinin kızlarını, derslerini kendisinin yürüttüğü Gönüllü Hastabakıcılık Kursu’na çağırdı. 6 aylık kurs gören Müslüman Türk kadınları, ilk defa yaralı askerlerin bakımına katılabildiler. Ebelik alanında ilk kitaplar olan “Doğurduktan Sonra”, “Ebe Hanımlara Öğütlerim” ve “Ebelik” adlı kitapları yayımlayarak çağdaş ebeliğin ülkedeki kurucusu oldu. “Ebelerin ebesi” adı ile anılır; ebelik mesleğinin kurumsallaşmasına, ayrıca hemşirelik ve hasta bakıcılık mesleğine büyük katkıları olmuştur. 1917 yılında Darülfünun’a “Emîn” (rektör) seçildi. 1922 yılında Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane’ye bir grup kız öğrenciyi kayıt ettirerek Türkiye’nin ilk kadın doktorlarının yetişmesine önayak oldu. 1933’teki üniversite reformu sırasında üniversite kadrosunun dışında kaldı.1912 yılında Titanik gemisine bilet almış, fakat kötü hava koşulları nedeniyle gemiye binememiştir.

Dr. Akil Muhtar (Özden): 1908’de Besim Ömer ve Cemil Topuz’un daveti üzerine İstanbul Tıp Fakültesine farmakodinami ordinaryüs profesörü oldu. Bu görevini 1944’e kadar sürdürerek emekliye ayrıldı ve milletvekili seçildi. Önemli vakaları öğrencilerine kendi çizdiği resimlerle anlatırmış denir. Öyle ki, resim yapmanın insanı dikkate alıştırması sebebiyle, resim yapmasını bilmeyen insanın doktor olamayacağını iddia etmiş. Çizmiş olduğu resimler daha sonra Prof. Dr. Alaaddin Akçasu tarafından derlenmiştir. Ayrıca hastaların kalp seslerini kaydettiği bir plak koleksiyonu da mevcuttur.

Prof. Dr. Müfide Küley ile ilgili İstanbul Üniversitesi’nin paylaşımı.

Kurtuluş Savaşı sonrasında 1922 Eylül ayında Tıp Fakültesine kabul edilen on kız öğrenciden altısı, 1927 yılında Darülfunun Tıp Fakültesi olarak birleştirilecek olan Sivil Tıbbiye’den (Haydarpaşa Tıp Fakültesi) mezun olmuş ve bir yıl süren uygulamalı eğitimin ardından 1928 yılında diplomalarını almışlardır. Mezun olduktan sonra bu kadın doktorlar mecburi hizmet yükümlülüğünden muaf tutulmuşlardır. Diğer üç öğrenci eğitime devam etmemiş, bir öğrenci ise tüberküloz nedeniyle vefat etmiştir. (Atıcı, 2009) Gayrimüslim kadın hekimler sınavsız mesleklerini icra ederken, müslüman Türk kadınları için aynı imkânlar tanınmamış, bu durum, Türk kadınların tıp eğitimi alabilmeleri için yapılan mücadeleyi tetiklemiştir.

1928 Yılında Mezun Olan İlk Kadın Hekimlerimiz (Atıcı, 2009):

  • İffet Naim (Onur) (1906 – 1995): Türkiye’nin ilk Çocuk Cerrahisi ve Ortopedi Kliniği’nde (1930) Dr. Akif Şakir (Şakar) Bey’in ilk asistanı oldu. Türk Ortopedi ve Travmatoloji Şirurjisi Derneği kurucu üyelerinden, 1981’de Société Internationale de Chirurgie’nin “emeritus üyesi”, Ulusal Cerrahi Derneği 1982 yılı “onur ödülü”. (Atıcı, 2009)
  • Fatma Müfide Kazım (Küley) (1899 – 1985): 1945 yılında Türk Tıp Cemiyeti genel sekreterliği, 1961 yılında da başkanlığını yaptı. (Atıcı, 2009)
  • Hamdiye Abdürrahim (Rauf) Maral (1895 – 1975): 1921 yılında Amerikan Kız Koleji Tıp Okulu’na girdi. Bu okulun 1924 yılında kapanması üzerine 1922’de kız öğrenci almaya başlayan İstanbul Darülfünunu Tıp Fakültesi’nin 2. sınıfına naklen geldi. (Atıcı, 2009)
  • Sabiha Süleyman (Sayın) (1903 – 1984): Dr. Sayın da Dr. Maral gibi Amerikan Kız Koleji Tıp Okulu’nda başladığı tıp eğitimini, İstanbul Tıp Fakültesi’nde tamamladı. Mezun olduktan sonra fahri olarak Dr. Kadri Raşid Anday’ın yanında pediatri asistanlığına başladı. Bu alanda kalma uğraşları sonunda 1929 yılında kadın hekimler için ilk maaşlı kadroyu aldı. (Atıcı, 2009)
  • Suat Rasim (Giz) (1903 – 1980): Dr. Giz, “Operatör Muavinliği” unvanı ile Türkiye’nin ilk kadın cerrahı oldu. 1936 yılında Heybeliada Sanatoryumu’nda kurulan Toraks Cerrahi Servisi’nde, bu dalda Türkiye’nin ilk uzmanı olarak 9 ay çalışan Dr. Giz, buradaki ameliyathaneyi hazırladı. Şişli Etfal Hastanesi’nde 1937 yılındaki yönetim değişikliği sununda Ereğli Memleket Hastanesi’ne tayin edilmesi üzerine, memuriyetten ayrıldı ve Dr. Mario Manara’nın Şişli’deki özel kliniğini devralarak, özel klinik sahibi ilk kadın hekimimiz olarak tarihe geçti. (Atıcı, 2009)
  • Fitnat Celal (Taygun) (1898 – 1985): Haseki Nisa Hastanesi’nde başladığı cerrahi uzmanlığı eğitimini 1933 yılında tamamladı ve “Birinci Sınıf Emraz-ı Hariciye Mütehassısı” unvanını aldı.

İlk Kadın Hekim Milletvekilimiz Fatma Şekir Memik

Kadınların ilk kez oy kullandıkları ve TBMM 5. Dönem seçimlerinde Türkiye genelinde yapılan 8 Şubat 1935 seçimlerinde meclise giren 17 kadın milletvekilinden biridir. Bu sayı, ara seçimlerle birlikte 18’e ulaşmıştır. (Kaynak: Vikipedi. İlk Türk kadın milletvekilleri listesi). 1923 yılında liseyi bitirip Darülfünun Tıp Fakültesi’ne girdi. 1929’da Tıbbiye’den birincilikle mezun oldu. 1929-1931 yılları arasında Vakıf Gureba Hastanesi’nde dahiliye ihtisası yaptı. 1934 yılında dahiliye uzmanı olduktan sonra 1935’te Gureba Hastanesi poliklinik şefi oldu.


Kaynaklar

  • Didem Konya. Türkiye’nin İlk Türk Kadın Doktoru: Safiye Ali ve Çalışmaları. Sosyal ve Beşeri Bilimler Araştırmaları Dergisi. Kadın Çalışmaları Özel Sayısı 2018. Cilt/Volume 19 – Sayı/Issue 42. https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/537416
  • Elif ATICI, Sezer ERER. Türk Kadınlarının Tıp Eğitimine Başlama Süreci ve İstanbul Darülfünunu Tıp Fakültesi’nden Mezun Olan İlk Kadın Hekimler. Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi 35 (2) 107-111, 2009. http://www.ceidizleme.org/ekutuphaneresim/dosya/795_1.pdf
  • Yıldırım N. Dünya’da ve Türkiye’de ilk kadın hekimler ve kadınların hekim olma mücadelesi. Toplumsal Tarih 2006; 147: 50-57.
  • Aysel Başer, Hatice Şahin. Atatürk’ten Günümüze Tip Eğitimi. Tıp Eğitimi Dünyası / Ocak-Nisan 2017 / Sayı 48

İlgili Makaleler

Tepkiler